Antik kent, karmaşık bir yapıya sahiptir ve yaklaşık 1.000 kadar ev bir aradadır, oldukça karmaşık bir yerleşim şemasına ve birbirine bağlı olan bir dizi evden oluşur. Evler, toplumun yerleşik tarım ekonomisine dayandığı dönemde, kalın duvarlara sahip dikdörtgen veya kare planlı odalardan oluşur ve üst üste inşa edilmiştir. Evlerin üst üste inşa edilmesiyle oluşan bir höyük (tepe) şeklini almıştır.
Çatalhöyük'ün en ilginç özelliklerinden biri, evlere dışarıdan değil, çatılar aracılığıyla tırmanılarak girilmesidir. Evlerin içinde odalar arasında geçişler kapılarla sağlanır. Evlerde birçok odanın olduğu ve bazı odaların depo alanı veya atölye olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Bu özellikleri, Çatalhöyük'ü benzersiz kılan ve dikkate değer bir arkeolojik keşif haline getiren unsurlardır.
Çatalhöyük'te bulunan arkeolojik buluntular, bu yerleşimde yaşayan toplumun tarıma dayalı bir ekonomiye sahip olduğunu göstermektedir. Bitki kalıntıları, tahıl depolama alanları ve hayvancılık yanı sıra sanatsal faaliyetlere de dair kanıtlar: Taş heykeller, duvar resimleri, seramikler, çömlekler, boncuklar, takılar gibi süs eşyalarının yanında kemikler ve bitki kalıntıları mevcuttur.
Çatalhöyük'ün toplumsal yapısı hakkında da bazı bilgiler elde edilmiştir. Evlerde bulunan mezarlar, toplumun ölülerine nasıl baktığını ve ritüeller gerçekleştirdiğini göstermektedir. Ayrıca, evlerde bulunan eşyalar ve duvar resimleri, bu toplumun inanç sistemlerine ve dini uygulamalarına dair ipuçları sağlamaktadır.
Çatalhöyük'ün tarihi ve önemi, Neolitik dönemdeki insanların yerleşik hayata geçişini ve tarımın ortaya çıkışını anlamamıza yardımcı olmaktadır. Burası arkeologlar için önemli bir çalışma ve keşif merkezidir. Çatalhöyük'ün buluntuları ve araştırmaları, arkeoloji ve antropoloji alanında geniş çapta tartışılan konulara katkı sağlamıştır.