Ayder Yaylası / Rize
Ayder Yaylası: Bu yıl Karadeniz turu yapmalısın diyorsan, gezine eklemen gereken en önemli ve güzel yerlerden biri Ayder Yaylası. 1350 metre yükseklikte, çam ormanlarıyla kaplı bir yayla. Çamlıhemşin ilçesinin 19 km güneydoğusunda, Rize'ye 69 km uzaklıktadır. Aşağı ve Yukarı Ambarlık Şelaleleri, yayla evleri, çeşitli çiçeklerden elde edilen balları ve en önemlisi şifalı kaplıcası ile ünlü bir cennet.
Ayder yaylası, geçmişte çayır biçmek ve yazın büyükbaş hayvanlara kışlık ot sağlamak için kullanılırken, son zamanlarda pansiyonların inşaa edilmesi ile turizm merkezine dönüştü. Gelen turistlere hitap eden iş ve hediyelik eşya dükkanları ana geçim kaynağı haline geldi.
Sümela Manastırı / Trabzon
Sümela Manastırı: Karadeniz'in en güzel şehirlerinden biri olan Trabzon'da gitmeniz gereken yerler arasında önemli bir değer ifade eder. Trabzon'un Maçka ilçesi sınırları içerisinde yer alan Altındere Köyü'nde sarp kayalıklar üzerine inşa edilmiştir. Halk arasında "Meryem Ana Manastırı" adıyla bilinir.
Altındere köyünün yaklaşık 300 metre yukarısında bulunan Sümela Manastır, geleneksel manastır şantiyelerinden olan sarp kayalıklar, ormanlar ve mağaralar geleneğine uygun olarak inşa edilmiştir. Meryem Ana ya atfen kurulan manastır, Sümela adını siyah anlamına gelen pekmez kelimesinden almıştır. Manastırın bulunduğu karanlık dağlara baktığınızda neden siyah anlamına gelen Sümela adının verildiğini anlayabilirsiniz. Ünlü tarihçilerden Fallmerayer, manastırı ziyaretleri sırasında karanlık dağlarda inşa edildiği için manastıra Sümela adını vermiştir.
Uzungöl / Trabzon
Uzungöl: Uzungöl Birçok kişinin fotoğraflardan bildiği, "Bir gün gitmen lazım" dediği ve ortasında büyük bir gölün olduğu eşsiz yer, Trabzon il merkezine 99 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Çaykara ilçesinde bulunan Uzungöl, deniz seviyesinden yaklaşık 1090 metre yükseklikte bir yer. Uzungöl'ün oluşumu, vadinin ortasındaki yamaçlardan düşen kayaların Haldizen deresini kapatarak denizle bağlantısını kesmesiyle oluşmuştur.
Uzungöl'ün yanında yer alan Şerah adlı köy, ahşap evleri ve kendine has yöresel lezzetleri ile doğal bir manzara oluşturmuş ve bu bölgenin fotoğraflarla dünyaya yayılmasına neden olmuştur. Bugün doğal görünümünden hiçbir şey kaybetmeyen Uzungöl, korunmaya çalışılıyor. Kutsal Yol üzerinde, yol boyunca sıralanan irili ufaklı lahitler görenleri hayrete düşürüyor.
Seyir Terasları / Kastamonu
Çatak Kanyonu Seyir Terası: 21 Temmuz 2017 tarihinde yapımına başlanan Çatak Kanyonu seyir terası ilk olarak 4 Eylül 2017 tarihinde ziyarete açılmıştır. Yaklaşık 25 ton metal ve 10 ton cam ağırlığına sahip olan teras, 60 ton ağırlığı ile boşlukta duracak. Bu ağırlığı desteklemek için arkada 900 ton çelik ve beton inşa edildi.
Valla Kanyonu Seyir Terası: Valla Kanyonu, Kastamonu'nun Pınarbaşı İlçesi, Muratbaşı Köyü'nde yer almaktadır. Son zamanlarda ortaya çıkan kanyonun çok farklı bir keşif hikayesi var. Kastamonu'nun bir başka şirin ilçesi Cide'yi ziyaret etmek için İstanbul Teknik Üniversitesi'nden buraya gelen dört öğrencinin on dört gün sonra kaybolması sonucu 1994 yılında keşfedildi.
Amasra, Bartın
Batı Karadeniz Bölgesi'nin en güzel destinasyonlarından biri olan Amasra, yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Birçok medeniyete başkentlik yapmış olan belde, Fatih Sultan Mehmet'in "Çeşm-i Cihan" yani "dünyanın gözbebeği" olarak tanımladığı bir yerdir. Amasra Kalesi, Kemere Köprüsü, Çekiciler Çarşısı, Amasra Müzesi ve Ağlayan Ağaç, sıcacık atmosferiyle bir sahil kasabının tüm huzurunu keşfedebileceğiniz Amasra'da mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Ancak Amasra'nın tadı en güzel deniz manzaralı restoranlarda taze balık yerken oluyor. Mevsiminde giderseniz, burada yiyebileceğiniz en iyi hamsi, kalkan, mezgit ve dutu yiyeceğinize eminim. fi ile birlikte
Safranbolu Evleri, Safranbolu Karabük
Ülkemizin en turistik yerlerinden biri olan Safranbolu, Osmanlı mimarisinin günümüze kadar en iyi şekilde korunduğu Safranbolu evlerine ev sahipliği yapmaktadır. Her köşesini süsleyen evleriyle bir açık hava müzesi görünümündeki Safranbolu, bu evlerle her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Safranbolu'da 2000'den fazla evin 800'ü koruma altında. Evlerin bir kısmı restore edilerek Safranbolu otelleri olarak misafir ağırlıyor. Bu nedenle Safranbolu'ya gittiğinizde mutlaka 1 gece kalmalısınız çünkü bu evlerin içindeki detaylar da oldukça etkileyici. Ahşap işçiliği ve farklı dolap çeşitlerini görünce şaşıracaksınız. Bu mimarinin en güzel örnekleri Kaymakamlıklar, Kilerciler, Mümtazlar, Karaüzümler, Kavsalar ve Sipahioğlu konaklarıdır. Konakları gördükten sonra Hıdırlık Tepesi'ne çıkıp Safranbolu manzarasını yukarıdan izleyebilirsiniz.
Kral Kaya Mezarları / Amasya
Kral Kaya Mezarları: Her sokağının tarih koktuğu şehir Amasya, hem Osmanlı imaparatoluğu hem de öncesi bir çok medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Tarihte oldukça önem atlf edilen Kral Kaya Mezarları, Amasya Kalesi'nin eteklerinde düz bir duvar gibi dikey uzanan kayalara oyulmuştur.
Hatuniye Mahallesi'nin dar sokaklarından geçerek antik kaya mezarlarına ulaşabilirsiniz. Mezarların arasında kayaya oyulmuş patikalar ve merdivenler bulunmaktadır. Yeşilırmak Vadisi boyunca çeşitli büyüklüklerde 21 mezar olduğu bilinmesine rağmen günümüze çok azı gelebilmiştir.
Hattuşa Antik Kenti, Boğazkale Çorum
Anadolu topraklarında kurulan ilk büyük uygarlık olan Hitit Uygarlığının başkenti Hattuşa, daha sonra birçok farklı uygarlığın yerleşim alanı olmuştur. 1986 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras listesi'ne alınan Hattuşa Antik Kenti, sadece ülkemiz tarihi için değil, dünya tarihi için de çok önemli bir yere sahiptir. Antik kentte bulunan çivi yazılı tabletler dünya tarihine ışık tutan bilgilere ev sahipliği yaptığı için bu tabletler UNESCO'nun Dünya Belleği Listesi'nde de yerini almıştır. Hattuşa'ya gittiğinizde Aslanlı Kapı, Kral Kapı, Yerkapı, Büyükkale Sarayı Kompleksi, Büyük Tapınak, Hiyeroglifli Oda gibi günümüze kadar korunmuş olan yerleri görmelisiniz. Hititlerden günümüze ulaşan en uzun hiyeroglif yazısının bulunduğu Nişantepe Yazıtı'nı da görmenizi öneririm.
Çatalhöyük Neolitik Kenti, Çumra Konya
Konya'nın Çomra ilçesinde yer alan Çatalhöyük Neolitik Kenti, Neolitik Çağ'ın en eski yerleşim yerlerinden biri olarak biliniyor. 2012 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan Çatalhöyük'te yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan buluntular, M.Ö. 7400 yıllarına kadar uzanıyor ve birçok açıdan insanlık tarihine ışık tutuyor. İlk ev mimarisi ve peyzaj resimlerinin keşfedildiği Çatalhöyük'te en önemli buluntular yüksek kabartma ana tanrıça motifleridir. Bu buluntular, dini inancın Neolitik Çağ'da güçlü bir tanrıça figürü üzerinden şekillendiğini ortaya koyması açısından önemlidir.
Ağrı Dağı, Ağrı
Iğdır ve Ağrı illerinin ortasında bulunan Ağrı Dağı, ülkemizin en büyük dağıdır. Deniz seviyesinden 5137 metre yükseklikteki dağ, Türkiye'nin en yüksek noktası ve Avrupa'nın en yüksek zirvesidir. Küçük Ağrı ve Büyük Ağrı olmak üzere iki dağdan oluşan dağda kar hiç erimez. Dağın zirvesi her zaman buzullarla kaplıdır. Bu nedenle özellikle kış aylarında dağa tırmanmak oldukça zordur. Tırmanışla ilgileniyorsanız, Ağrı Dağı'na tırmanmak için en uygun zaman Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır.
İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt Ağrı
Doğubayazıt'a 5 kilometre uzaklıkta bulunan İshak Paşa Sarayı, Osmanlı Devleti'nin Lale Devri'nde yaptırdığı son büyük yapıdır. Yaklaşık 7600 metrekare alan üzerine inşa edilen sarayın inşaatı 99 yılda tamamlandı. Bu nedenle dönemin mimarisinin incelenmesi açısından önemli bir yere sahiptir. Saraydan görülen Ağrı Dağı manzarası oldukça etkileyici. İshak Paşa Sarayı, güneşin batmaya başladığı büyüleyici anlara sahne oluyor. Bu yüzden gün batımında sarayı görmeniz tavsiye edilir.
Akdamar Adası, Gevaş Van
Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nde adalar var. Bu adalar arasında en turistik olanı Akdamar Adası'dır. Her mevsim farklı bir güzelliğe sahne olan adada badem çiçeklerinin açtığı bahar ayları bir başka güzel. Adada bulunan Akdamar Kilisesi, ortaçağ Ermeni mimarisinin en güzel örneklerinden birini sergiliyor. Adaya gitmek için Gevaş ilçesine gelip kıyıdan kalkan tekneleri kullanabilirsiniz. Böylece Van Gölü'nün de keyfini çıkaracaksınız.
Deyrulzafaran Manastırı, Artuklu Mardin
Mardin şehir merkezine 4 kilometre uzaklıkta, Mardin Ovası'na hakim bir noktada bulunan Deyrulzafaran Manastırı, mimarisiyle görenleri büyülüyor. MÖ 5. yy'a tarihlenen manastır, Asurlular için kutsal bir öneme sahiptir. Geçmişte 640 yıl boyunca Süryanilerin patrikhane merkezi olarak kullanılan Deyrulzafaran Manastırı, sadece dinde değil, eğitim ve kültürde de önemli roller oynamıştır. Bölgenin ilk matbaası burada kurulmuş ve bu matbaada Süryanice, Osmanlıca, Arapça ve Türkçe yüzlerce kitap basılmıştır. Manastırda 50 yıldır faaliyet gösteren matbaanın bazı bölümleri halen görülebilmektedir. Mor Hananyo Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi, Azizler Evi ve Güneş Tapınağı olmak üzere 4 ayrı bölümden oluşan manastırda gün batımı saatlerinin güzelliğini görmenizi tavsiye ederim.
Malabadi Köprüsü, Silvan Diyarbakır
Artuklular döneminde Artuklu Beyliği tarfından yapılan Malabadi Köprüsü, Selçuklu İmparatorluğu'nun 12. yüzyıl mimarisinin en önemli eserlerinden biridir. Timurtaş Bin İlgazi tarafından 1147 yılında yapılmıştır. Yedi metre eninde ve 150 metre uzunluğunda bir köprüdür. Köprü, özellikle mühendislik ve mimarlık alanlarında bir başyapıt olarak kabul ediliyor. Malabadi Köprüsü 40,86 metrelik kemeriyle dünyanın günümüze ulaşan en büyük taş köprüsüdür. Ticari kervanların sıkça kullandığı yol üzerinde yer aldığından kemerin iki yanında yolcu odaları bulunmaktadır.